Çeşme Tarihi


Çeşme Tarihi

Ege’nin incisi İzmir şehri oldukça sevilen ve her anlamda harika bir şehir diyebiliriz. İzmir tarihi, doğal güzellikleri, manzarası, kültür ve sanat etkinlikleri olarak muazzam bir şehir. Gece ve gündüz bambaşka atmosfere sahip. İzmir tarihi bakımından pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu tarihi mirasları birçok bölgesinde görmek mümkündür. Farklı medeniyetlerin izleri sayesinde geçmişi günümüzle buluşturmasına yakından tanıklık edebiliyoruz. Bu noktada yerli ve yabancı birçok turistin odak noktası olmuştur. İzmir’in göz bebeği Çeşme bölgesi de turizm açısından çok önemlidir. Çeşme tarihi zenginlikleri oldukça fazladır.

Bunlar dışında özellikle yaz sezonunda tatilciler için harika bölgeler var. Örnek verecek olursak, İzmir’in gözde semti Çeşme ‘de adından oldukça söz ettirmektedir. Turistlerin gözdesi Çeşme her sene yüzlerce turisti ağırlamaktadır. İzmir Çeşme tarihi olarak bünyesinde keşfedebileceğiniz çok fazla şey barındırıyor.

Öncelikle Çeşme İsmi Nereden Geliyor diyenler için..

Çeşme Bölgesi, doğal kaynak suyunun bolluğu , gün geçtikçe artan, bununla beraber akan suyun soğukluğuyla buraya yapılan çeşmelerden almıştır. Eski zamanlarda da akan suya çeşme yapmak gelenek haline gelmiştir. Ayrıca bu yapılan her bir çeşme , farklı tasarlanmış ve farklı tarihlere sahiptir. Özetlemek gerekirse bu bölge de yüzü aşkın yapılmış çeşme olduğu söyleniyor. Yarımada üzerinde en uç kısımda bulunan bu bölgeye eski gemiciler liman olarak adlandırmıştır.

Çeşme, bulunduğu coğrafya açısından oldukça önemlidir. Diğer ilçelere yakınlığı, sahil şeridi, doğal güzellikleri, tarihi ile kendinden çok fazla söz ettiriyor. Hatta İzmir merkeze çok uzak değildir. Başka bir deyişle İzmir – Çeşme arası 80 km uzaklıktadır. Ayrıca komşu ülke sınırları içerisinde ki Sakız Adası uzaklığı yaklaşık 8 mildir.

Çeşme tarihi olarak oldukça zengin bir bölge olduğunu söyleyebiliriz. Çeşme ilçesi, İlk Çağ dönemlerinde Cysus olarak biliniyormuş. Burayı önemli kılan noktalardan birisi 12 İyon (Ion) Kentin’den birisi olmasıdır. Başka bir deyişle, Çeşme’ye 20 km uzaklıktaki Ildırı Köyü kaynaklarda Erythrai olarak yer almaktadır.

Neden Erythrai Deniyor ?

Yunanca kırmızı anlamını ifade eden Erythros kelimesinden aldığı düşünülmektedir. Sebebine gelecek olursak , bölgenin toprağının kızıl rengi olmasından dolayı bu ismi aldığı tahmin ediliyor.

Çeşme Tarihi Kısaca

Kentin yaklaşık olarak M.Ö. 1000 yıllarında kurulduğu düşünülüyor. Çeşme kentini kim kurdu diyecek olursanız, net bir bilgi olmamakla beraber burada bulunun Erythrai Antik Kent bölgesini  Pausanias’a göre, Giritliler kurmuştur denmektedir. Günümüzde  Ildırı Köyün’de ki Erythrai Antik Kenti, tarihi yönden oldukça önemli bir değer taşımaktadır. Özellikle turizm alanında da ilgi odağı olmuştur. Kaynaklara göre kent M.Ö. 7-8 yüzyıl aralığında oldukça güçlendiği söyleniyor.

Bazı kaynaklara göre , Ildırı (Erythrai) yaklaşık 7. yy dönemlerinde tiranlar tarafından yönetilmiştir. Fakat daha sonra kent, 560 yılında Lidya Krallığı himayesi altına girmiştir. Ancak sonrasında Persler tarafından oldukça büyük tahribata uğramıştır. Kent özellikle İskender tarafından bağımsızlığını geri kazandırana kadar Pers himayesinde kalmıştır.

Kent, Pers egemenliğindeyken ayaklanmaya başladığı sırada , beraberinde ayaklanmalar başlayan diğer İyon kentleri ile beraber M.Ö. 334 yılında İskender, özgürlüğüne kavuşmasını sağlamıştır. Fakat İskender öldükten sonra, pek çok kez kargaşa çıkmıştır. M.Ö. 2. yy önce (Bergama) Pergamon Krallığı eline geçmiştir. Sonrasında ise Roma İmparatorluğu’nun eline geçmiştir. Çeşme tarihi detaylarında, Roma Dönemin’de Çeşme Cysus olarak geçtiği ifade edilir. Roma İmparatorluğu’na geçen kent , bağımsız bir kent statüsüne sahip olmuştur. Dönemde şarap, keçi, değirmen taşı, kadın kahinleri Sibyl ve Herophile ile nam kazanmıştır. Ancak M.Ö. 1. yy savaş, deprem ve Romalı komutanlar kenti yağmalaması sonucunda oldukça büyük hasara uğramıştır. Bu sebepten dolayı da Bizans zamanında önemi kalmamıştır.

Daha sonrasında kent ikiye ayrılınca, Bizans himayesinde ki topraklar giderek değerini kaybetmiştir. Hatta dönemde putlara, çok tanrılı din inanışları artmıştır. Kentteki olayların giderek büyümesinin sonunda, bu dönemdeki tarihi yapıların büyük kısmı yakılmış ve yıkılmıştır.

Çeşme’de Türk Akını

11. yy sonunda kent Çaka Bey ile tanışmıştır. Çaka Bey Türk denizcisidir. Bu sayede kent Türk egemenliğini tanımış oldu. Ancak 14. yy sonlarına doğru Osmanlı egemenliğine geçmiştir. Türk hakimiyetinde iken , Erythre, Rhtyral, Lythri gibi pek çok farklı isim almıştır. Fakat sonrasında 16. yy itibaren Ilderen ya da Ildırı ismiyle bilinmeye başlamıştır.

Çaka Bey birinci Kılıçarslanın eşinin babasıdır. Selçuklu döneminde Klozemene Yarımadası’nı himayesi altına almıştır. Böylece Çeşme Köyü adı altında , Çeşme’ye 2 km güney kısmında bulunan tepe bölgeye camii ve ev yapmayı planlamıştır. Bunun sonucunda Oğuz Boyundan gelen Türkleri bu alana yerleştirmiştir. Ancak Çaka Bey’in ölümü sonrasında yerine kardeşi Yalvaç Bey geçmiştir. Fakat oldukça önemli bir güç kaybı olduğundan Bizans bölgeye tekrar egemen olmuştur.

Daha sonra, Osmanlı Dönemin’de Yıldırım Beyazıt kenti tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na almıştır. 1402 yılında gerçekleşen Ankara Savaşı sonrasında Timur Aydınoğulları’na bağlamıştır. 1422’de tekrar Osmanlı İmparatorluğu topraklarına dahil olmuştur. Fakat Birinci Dünya Savaşı sonunda ülkenin işgal edilip toprak paylaşımı yapılması nedeniyle Çeşme Bölgesi Yunan egemenliği altına girmiştir.

Lakin Kurtuluş Savaşı sonunda kent, 16 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtulmuştur. Çeşme tarihi olarak en önemli tarihi yapı Çeşme Kalesi olmuştur. Çeşme Kalesi’ni kim yaptı ve ne zaman inşa edildi derseniz, 1508 yılında II.Beyazıt yaptırmıştır.

Kısacası, Çeşme tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İlçenin her yerinde geçmişin izlerini taşımaktadır. Çeşme’de tarihi yerler ve gezilecek yerler oldukça fazla. Çeşme tarihi öğrenmek için mutlaka görülmesi gereken yerler listesine Çeşme Kalesi’ni ekleyin.

Sadece tarihten ibaret değil! Çeşme’de görülmesi gerek doğal güzellikler, yenmesi gereken harika yemekler ve tertemiz denizi ile mutlaka gidilmesi gereken yerlerle dolu..


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir